Abstract
Divan Şairinin Gözünden Çiftçi-Köylü Portresi
Çiftçilik dünyanın en eski faaliyetlerinden biri olarak kabul edilebilir. Fizyolojik ihtiyaçları dolayısıyla varlıklarını devam ettirebilmek için insanlar beslenme gereksinimi duymuşlardır. Bu gereksinim sebebiyle insanoğlu avcılığın yanı sıra zirai faaliyetlere yönelmiştir. Daha sonraki dönemlerde tarımsal etkinliklerin belli bir düzen içerisinde yapılmasıyla çiftçilik mesleği ortaya çıkmıştır.
Osmanlılarda tarımla uğraşan çiftçi-köylü kesimini ifade etmek için reaya kelimesi kullanılmaktaydı. Ancak bu tabir, onlarla bütünleşmiş kati bir isimlendirme değildir. Ayrıca reaya, asker toplulukları dışında kalanlar için hiçbir dinî ve etnik fark gözetilmeden söylenen umumi bir adlandırmaydı. Bu kesim devletin gözünde her zaman korunup himaye edilmesi gereken ana tabanı teşkil ediyordu. Osmanlı devletinde belli bir zümreyi oluşturan ve önemli bir yer tutan çiftçi-köylü zümresinin, divan şairlerinin ilgi alanına girdiği ve çeşitli şekillerde şiirlerde yer aldığı görülmektedir.
Divanlar ve mesneviler taranmak suretiyle çiftçi-köylü kavramının yer aldığı şiirlere yönelik okumalar gerçekleştirildi. Makalede çiftçi-köylü iki ana başlık altında ele alındı. Birinci bölümde çiftçi ile ilgili bazı hususlar alt başlıklar hâlinde irdelendi. İkinci bölümde ise çiftçiye benzetilen unsurlar, örnek beyitler çerçevesinde incelendi. Böylece divan şairinin gözünden çiftçi portresi ortaya konuldu. Mesnevilerde divanlara nazaran daha fazla çiftçi-köylü kavramına yer verildiği, canlı betimlemelerin yapıldığı görüldü. Çiftçi-köylüye dair yapılan incelemede dikkat çeken en önemli husus şairlerin, kimi zaman övgü dolu ifadeler kullansa da bu kesime “hakir” olarak bakmalarıdır. Bu çalışma, Osmanlı toplumundan bir kesimin portresini dikkatlere sunmayı amaçlamaktadır.
Keywords
Divan Şairi, Çiftçi-Köylü, divan şiiri