Abstract


Şeyh Gâlib ve Şarkı

On yedinci yüzyıl dîvân şiirinde Nâ’ilî-i Kadîm ile başlayan şarkı tarzı manzumeler, zamanla dîvân şairlerince tutulan bir tarz haline gelmiş, bilhassa Nedîm ile oldukça popüler bir nazım türüne dönüşmüş ve bir asır sonraki on sekizinci yüzyılda, Şeyh Gâlib’le buluşmuştur. Dörder mısralık bentler halinde kaleme alınan ve söz ile mûsıkî gibi iki ayrı kutuptan beslenen şarkı nazım türünün genellikle ilk benti ve bestekârca en güzel kabul edilen bir diğer benti türlü makamlarda bestelenerek dinleyiciye / Okuyucuya takdim edilmektedir. On sekizinci yüzyılda bir asırlık geçmişe ve birikime sahip olan şarkı nazım türü, Şeyh Gâlib ile biçim yönünden bir farklılığa uğramamış ise de içerik bakımından tasavvufî boyut ve derinlik kazanmıştır. Öte yandan, şarkı nazım türünün Şeyh Gâlib’e kattıklarını ise şöyle özetlemek mümkündür: On sekizinci yüzyıl dîvân şiirindeki beş asırlık edebî birikimle meydana gelmiş aşırı renklilikten, yorucu zenginlikten zaman zaman uzaklaşarak beste ve melodi eşliğinde daha canlı, sade, samimi bir söyleyişle ulaşmak. Dîvân şiirinin hemen her biçimini denemiş olan Şeyh Gâlib, şarkı-şiirler de yazarak sanatına farklı bir renk ilave etmiş, şiir ve nağmenin bir araya gelişinden ortaya çıkan bu sanat hamlesiyle doğrudan şarkı-şiir olarak kaleme aldığı on bir manzumenin yanı sıra, bestelenmiş kimi gazelleri ve musammatlarıyla da bu vadide kalıcı eserler kaleme almayı başarmıştır.



Keywords

Şeyh Gâlib, Şarkı-Şiir, Dîvân Şiiri, Beste, Mûsıkî. 


Kaynakça