İfade edilen bir sözün tersinin ima edilmesi biçiminde tanımlanan ve nükteli, esprili, iğneleyici bir tarz olan ironide var olan gerçeklikle zıtlık oluşturmak amaçlanır. Bu anlamda sanatçının ironiden maksadı, yaşanan saçmalıkların, karşıtlıkların daha etkili ve vurucu bir şekilde anlaşılmasını sağlamak; asıl anlamı gizleyerek bütün bunları doğal bir olaymış gibi anlatmaktır. İroni kavramı hakkında birçok düşünür kafa yormuş, onun neliği üzerine fikir yürütmüştür. Fikir yürütenlerin en bilinenlerinden olan filozof Kiergekaard, ironinin hiçbir dışsal maksadının olmadığını, amacın kendi içinde yer aldığını belirterek bunun metafizik bir amaç olduğunu belirtir. Ona göre maksat, ironiden başka bir şey değildir. Öte yandan Türk edebiyatında sanatçıların çok sık kullandığı anlatım tarzlarından olan ironi, Hüseyin Atlansoy’un da tercih ettiği bir şiirsel imkândır. Şiirlerine bakıldığında onda amacın, sadece ironi yapmak olmadığı görülür. İroniyi sıkıntılı bir konu olarak değerlendiren şair, onun çıkış noktasını zeki ve elit bir insanın hayata karşı tavır alışı olarak belirler. Ona göre şair; hayatın ve şiirin merkezine salt ironiyi koyarsa birtakım sıkıntılar da baş gösterebilir. İroni, bünyesinde yozlaşmayı da taşıyabilir. Bu yüzden ironiyi dozunda kullanmak gerekir. İroni, kişiye sanatını geliştirmede, yenilemede büyük imkânlar sunabileceği gibi tam tersi de olabilir. Diğer yandan Atlansoy, ilk şiirlerinden itibaren ironik anlatımın imkânlarından yararlanır. Onun ilk şiirlerinde var olan evren tasavvuru ve ontolojik duruş, evreni sonsuz boşluğu içinde “siyah” görmekte ve bu ağırlığı şair, “ironik bir tavır” ile dengelemeye çabalamaktadır.
ironi, Hüseyin Atlansoy, şiir, 80 Kuşağı