İslam tarihinin tanık olduğu en trajik vakalardan biri olarak kabul edebileceğimiz Hz. Peygamberin sevgili torunu Hz. Hüseyin ve etrafındakilerin zalimce katledildiği Kerbela olayı Müslümanların yüreğinde asırlardır derin izler bırakmıştır. Hz. Hüseyin’in susuz bırakılarak feci biçimde katledilmesi Müslümanların ortak zihin dünyasında tarifsiz bir acı olarak yaşatılmıştır. Olayın gerçekleştiği kabul edilen Muharrem ayında çeşitli matem törenleri düzenlenerek bu süreç desteklenmiştir. İlk olarak sözlü kültür ortamından ortaya çıkan Kerbela anlatıları ise zamanla çeşitlenerek farklı formlarda efsaneleştirilip anlatılmıştır. Bu elim hadiseyi açıklama gayesiyle üretilen değişik rivayetler mevcuttur. Bu rivayetler öncelikle Peygamber’e ve daha sonra onun aracılığıyla İslam ümmetine bildirilen Hz. Hüseyin’in öldürüleceğine dair kehanet söylenceleridir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Hz. Hüseyin’in şehit edileceği haberi Cebrail’in Peygamber efendimize iletmiş olduğu bildirilerle açıklanmaya çalışılmıştır. Anlatılar günümüzde akıl ve ilim sınırlarını zorlayacak düzeyde olsa da bazı gerekçelere dayandırılmıştır. Bu rivayetler Müslümanlara dinî öğretileri aşılamakta ve dönemin şartları bağlamında gerçekleşmesi muhtemel durumları yansıtmaktadır. “Hazâ Kitâb-u Hüseyni’ş-Şehîd-i Kerbelâ” başlıklı anonim maktelde Hz. Hüseyin’in şehadetinin Hz. Muhammed’e önceden bildirildiğine dair dört ayrı rivayet yer almaktadır. Bu çeşitlemelerin içinde yer aldığı el yazması eser Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi İsmail Saib koleksiyonunda I – 441/1 numarasıyla kayıtlı söz konusu metindir. Metnin müstensih ve tarih kaydı yoktur ancak söz konusu metnin içinde bulunduğu mecmuada 1125-1126 (1714-1716) tarihleri kayıtlıdır. Bu yazıda Peygamber torunlarının katline dair ilgili rivayetler yeni harflere aktarılarak değerlendirilmiştir.
Hz. Muhammed, Hz. Hüseyin, Kerbela, Matem, Cebrail.