Abstract


1923-1950 Dönemi Türk Romanında Aşk Mekânı Olarak Üsküdar
İnsanoğlunun en ulvî duygularından olan aşk, sanatın temelini oluşturan unsurlardandır. Sanatın hemen her türünde sanatçılar tarafından ortaya konulan eserlerin ekseriyeti aşk konusu etrafında şekillenir. Aşk duygusu sanatçının ruhunu sararken onun dış dünyayı algılayışını da etkiler. Sanatçı, çevreyi bu duygunun etkisiyle algılayarak sanat eserine hislerini yansıtır. Aşk konusunun en çok işlendiği edebî türlerden biri romandır. Türk ve Dünya edebiyatında başyapıt kabul edilen aşk romanları farklı dillere çevrilerek yıllardır insanlar tarafından ilgiyle okunur. Aşk, insanın iç dünyasıyla ilgili olduğu gibi dış dünyası da aşkı besleyen ve tamamlayan önemli etkenlerdendir. Bundan dolayı aşk ile bağdaştırılan ve özdeşleştirilen mekânlar vardır. Boğaz’ı, Üsküdar ve Çamlıca’sı, Adalar’ı ve daha birçok tabiî güzelliği ve sunduğu manzarasıyla İstanbul, kimi romancılar tarafından aşk şehri kabul edilerek eserlere aşk mekânı olarak girmiştir. Aşk duygusunun işlendiği ve mekânın İstanbul olduğu birçok romanda Üsküdar, özellikle de Çamlıca, manzarası ve tabiî güzellikleri ile çiftlerin aşklarına şâhitlik eden, kişilerin aşklarını yaşadığı, sevdalarına güzellik katan aşk mekânı olarak eserleri zenginleştirir. Tanzimat sonrası gelişen Türk edebiyatında sanatçıların âleme baktıkları iki tepeden biri olan Çamlıca, bu neslin romanlarında önemli bir mekân olmasının yanında sanatçıların özelde Çamlıca genelde Üsküdar’a olan ilgisi günümüze kadar devam eder. İlk dönem romanlarında olduğu gibi Cumhuriyet dönemi romanlarında da Üsküdar’ın aşk mekânı olarak eserlere yansıdığı görülür. Bu makalede, 1923-1950 dönemi Türk romanında Üsküdar’ın aşk mekânı olarak nasıl işlendiği insan mekân birlikteliği bağlamında ele alınmaktadır.

Keywords
Türk romanı, aşk, mekân, Üsküdar, İstanbul.
Kaynakça