Anlatmaya bağlı edebî metinleri anlamak ve tahlil ederek açıklığa kavuşturmak, içinde yer alan insan mefhumunun tam olarak anlaşılmasına bağlıdır. İnsanı anlamak için felsefi antropolojinin insanın varlık şartlarını ele almak büyük önem taşır. Takiyyettin Mengüşoğlu; insanı insan olarak kavramanın tek yolunun insanı ontik, somut bütünlük içinde kavramaktan geçtiğini belirtir. Mengüşoğlu, bunu yapmanın yolu olarak insanın varlık şartlarını bilmeyi işaret eder. Biz de Mengüşoğlu’nun bu ifadesinden ve ilgili çalışmasından hareketle Memduh Şevket Esendal’ın hikâye ve romanlarındaki insan mefhumunu irdelemek amacıyla bu varlık şartlarını esas aldık. Esendal’ın eserlerinde insanı çocuk olarak ele alıp incelemeyi tercih ettik. İnsan, yapıp ederken değerleri duyan bir varlık olarak tavır alır. Değerler; yüksek değerler, davranış değerleri ve araç değerler olmak üzere çeşitlilik gösterir. Bu varlık şartıyla bağlantılı yapıp eden, isteyen, bilen, tavır takınan insan fenomenleri onu tanımamızı sağlar. Çocuklar, insan yaşamının başlangıç sürecini yaşarlar. Değerleri duyan insan, yaşamın içinde yer alan çocukta kendini gösterir. Kimi çocuk; sevgi, acıma, hak gibi yüksek değerlerden yana tavır alırken kimi çocuk; zorbalık, yalancılık gibi araç değerleri duyan tarafını ortaya çıkarır. Onlar, değerleri duyan varlıklarıyla sosyal hayatın içinde konumlarını alırlar. Bu özellikleriyle Esendal’ın hikâye ve romanlarında yer alan çocuklar; yapıp eden, bilen, isteyen, tavır takınan ve değerleri duyan insan olarak kendilerini tanımamıza olanak sağlar. Böylelikle insan daha iyi anlaşıldıkça insanın içinde yer aldığı edebi metnin tahlili güç kazanır.
Felsefi antropoloji, İnsanın varlık şartları, çocuklar, insanı tanımak