Çukurovalı Âşıkların Dilinde Deve.
(The Camel In The Words Of Çukurova Mınstrels
)
Yazar
|
:
Ali Doğaner
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2019
|
Sayı |
:
19
|
Sayfa |
:
163-177
|
Doi |
:
http://dx.doi.org/10.25068/dedekorkut287
|
|
Özet
Çukurova bölgesinde, tarih boyunca hayvancılığa bağlı konargöçer yaşam biçimi hüküm sürmüştür. Bölgenin iklim şartlarından dolayı mevsime bağlı olarak kışın Çukurova’ya inen aşiretler, yaz geldiğinde develeriyle serin olan yaylalara göçmek zorunda kalmışlardır. Osmanlı Devleti döneminde başlayan, Cumhuriyet’in kuruluşuyla devam ettirilen iskân politikasına bağlı olarak tarıma, bunun sonucunda da yerleşik hayata geçişle birlikte deve eski önemini kaybetmiştir. Tarımda, ulaşımda ve taşımacılıkta makineleşmeyle de deveye olan ihtiyaç tamamen ortadan kalkmıştır. Çukurova, konargöçerlik kültürü yanında âşıklık geleneğinin de canlı olarak yaşadığı bölgelerden birisi olmuştur. Bu iki kültür iç içe geçerek, birbirini besleyerek varlığını korumuştur. Çukurovalı âşıklardan konargöçerlik kültürünü bizzat yaşayan, bu geleneği yaşayanların soyundan gelen ya da yerleşik kültürde (köy, kasaba ya da şehirler) yaşamakla birlikte söz konusu geleneği gözlemleyen, duyan, dinleyen, yazılı kaynaklardan okuyan âşıklar vardır. Bölge âşıklarının şiirleri incelendiğinde, konargöçer yaşam biçiminin önemli bir kültürel öğesi olan devenin çeşitli yönleriyle şiirlere konu edildiği görülmektedir. Bu makale ile, Çukurovalı otuz iki âşığın şiirinde devenin; çeşitleri (tülü deve, yoz deve), yaşına göre aldığı isimler (köşek, dorum), rengi (boz, sarı, mor, kara deve), çan ve süslemeleri, yük hayvanı oluşu, görünüşü, yürüyüşü, deyim ve atasözü, halk inanışı ve benzetme öğesi gibi pekçok yönden işlendiği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Çukurova, âşık, şiir, deve, konargöçerlik
Abstract
In the Çukurova region, the nomadic life style, which depends on animal husbandry, has prevailed throughout history. Due to the climatic conditions of the region, depending on the season, the tribes descending to Çukurova in the winter had to migrate to the plateaus that were cool with their camels in summer. Camel has lost its old importance with the transition to agriculture and consequent settled life as a result of the resettlement policy which was started during the Ottoman Empire and continued with the establishment of the Republic. With the mechanization of agriculture, transportation and transportation, the need for camels has been completely eliminated. Çukurova has been one of the regions where the minstrel tradition is alive as well as the nomadic life style. These two cultures kept their existence by intertwining and feeding each other. Among the minstrels of Çukurova, there are minstrels who live the nomadic life style personally, descend from those who live this tradition or live in settled culture (villages, towns or cities), but observe, hear, listen and read from the written sources. When the poems of the minstrels of the region are examined, it is seen that the camel, which is an important cultural element of the nomadic life style, is subject to poems in various aspects. With this article, in the 32 Çukurova minstrels’ poems, it is found that camels are classified according to their types (tulu camel, yoz camel); names taken by age (köşek, dorum); the colors (gray, yellow, purple, black camel); bells and decorations, pack animal, appearance, walking, idioms and proverbs, folk beliefs and analogy items.
Keywords
Çukurova, minstrel, poem, camel, nomadic