Günah Keçisi Olarak Oğuz Atay’ın Anti-Kahramanı: “Beyaz Mantolu Adam”
(Oğuz Atay’s Anti-Hero as Scapegoat: “The Man with the White Coat” )

Yazar : Esra Soy    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2022
Sayı : 29
Sayfa :
Doi : http://dx.doi.org/10.25068/dedekorkut508
    


Özet

René Girard (1923-2015), a French literary critic and member of the Académie Française, has drawn attention especially with his studies in the field of anthropology and anthropological philosophy. In addition to his important contributions to the field of anthropology, Girard also provided a rich conceptual content to literary criticism with the theories he asserted in his works. The theory of "mimetic desire" (triangle of the mimetic desire/ triangular desire), which Girard put forward in his book Romantic Lie and Romanesque Truth, is currently used as a method of analysis in analyzing literary works. Although not as widespread as the "mimetic desire" theory as a method in literary work analysis, Girard's "scapegoat" theory, is new and stands out as an approach quite consistent for literary criticism, which he discussed with all its conceptual aspects in his works titled The Scapegoat, Things Hidden Since the Foundation of the World, and Violence and the Sacred. In this article, Girard's "scapegoat" theory is used as a theoretical approach to analyze the story of Oğuz Atay's Beyaz Mantolu Adam [The Man with the White Coat] in his book Korkuyu Beklerken [Waiting for Fear]. The process of transforming the unnamed hero of the story (the man with the white coat) into a scapegoat that draws the anger of the community/mass is discussed in the axis of the concepts of alienation, estrangement, anti-hero, self-problem and modernism.



Anahtar Kelimeler

Scapegoat, Alienation, Estrangement, Anti-Hero, Self, Modernism.



Abstract

Fransız edebiyat eleştirmeni ve Académie Française üyesi René Girard (1923-2015), özellikle antropoloji ve antropolojik felsefe alanında yürüttüğü çalışmalarla dikkat çekmiştir. Girard antropoloji sahasına önemli katkılarının yanında eserlerinde ortaya koyduğu teorilerle edebiyat eleştirisine de zengin bir kavramsal içerik sağlamıştır. Girard’ın Romantik Yalan ve Romansal Hakikat adlı eserinde ortaya koyduğu “mimetik arzu” (arzu üçgeni/ üçgen arzu/ taklit arzu) teorisi, edebî eser çözümlemesinde bir inceleme yöntemi olarak halihazırda kullanılmaktadır. Edebî eser çözümlemesinde bir metot olarak “mimetik arzu” teorisi kadar yaygınlık kazanmasa da Girard’ın Günah Keçisi, Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar ile Şiddet ve Kutsal adlı eserlerinde tüm kavramsal yönleriyle ele aldığı “günah keçisi” teorisi edebiyat eleştirisi için yeni ve oldukça tutarlı bir yaklaşım olarak dikkat çekmektedir. Bu makalede Girard’ın “günah keçisi” teorisi Oğuz Atay’ın Beyaz Mantolu Adam hikayesini çözümlemek üzere kuramsal bir yaklaşım olarak kullanılmıştır. İsimsiz hikâye kahramanının (beyaz mantolu adamın) topluluğun/yığının öfkesini üzerine çeken bir günah keçisine dönüştürülmesi süreci ötekileşme, yabancılaşma, anti-kahraman, kendilik sorunu ve modernizm kavramları ekseninde ele alınmıştır.



Keywords

Günah Keçisi, Ötekileşme, Yabancılaşma, Anti-Kahraman, Kendilik, Modernizm