Bir Modern Zaman Prometheus'u: Tarık Tufan'ın Âşıklara Yer Yok Romanını Analitik Psikoloji Bağlamında Okumak
(A Modern Day Prometheus: Reading Tarık Tufan's Novel Âşıklara Yer Yok in the Context of Analytic Psychology )

Yazar : Zeynep Yıldırım    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2024
Sayı : 35
Sayfa : 58-73
Doi : http://dx.doi.org/10.25068/dedekorkut650
    


Özet

Tarık Tufan's Âşıklara Yer Yok (2023) is a novel of search based on a young academic who ruins his life as a prisoner of platonic love. This search begins with the disappearance of the woman who blinded him (Firdevs) but continues with a journey that evolves into the protagonist (Orhan) searching for himself. One of the advice of a close friend, Orhan arrives in the secluded cosatal town of Saklıkuyu, where he settles in a building that used to be a Bimarhane (mental hospital). Orhan's family history and his relationship with Firdevs are narrated through flashbacks, while Orhan's effort to purify himself from Firdevs and to find himself again takes place in the actual time of the fiction. The backbone of the story is the Prometheus-like attempt of an academic, whose fight with himself and his past never ends, to save Firdevs from his own darkness through the fire of his love for her. Saklıkuyu and Bimarhane have an important place in the story spatially. It is believed that this place actually "summons" Orhan and the other people living in this building. While Orhan tries to recover from the psychological devestation caused by his affair with Firdevs, he also learns about the past of Saklıkuyu and Bimarhane. The novel Âşıklara Yer Yok, in which dreams, various symbols and archetypes are used prominently, is important in terms of analytical psychology. In this study, the novel will be analyzed in the context of archetypal symbolism as outlined by Carl Gustav Jung.



Anahtar Kelimeler

New Turkish Literature, Âşıklara Yer Yok, Tarık Tufan, Jung, analytic psychology.



Abstract

Tarık Tufan'ın kaleme aldığı Âşıklara Yer Yok (2023) romanı genç bir akademisyenin platonik aşkın esiri olarak hayatını mahvetmesi üzerine kurulu bir arayış romanıdır. Bu arayış, gözünü kör eden kadının (Firdevs) ortadan kaybolması ile başlayan ancak baş kişinin (Orhan) kendisini aramasına evrilen bir yolculuk ile devam eder. Yakın bir arkadaşının tavsiyesi ile tenha bir sahil kasabası olan Saklıkuyu'ya gelen Orhan burada eskiden Bimarhane (akıl hastanesi) olarak kullanılan bir binaya yerleşir. Geriye dönüşlerle Orhan'ın aile geçmişi ve Firdevs ile olan ilişkisinin anlatıldığı kurgunun aktüel zamanında ise Orhan'ın kendisini Firdevs'ten arındırma çabası ile kendini yeniden bulması yer alır. Kendisi ve geçmişiyle kavgası bir türlü bitmeyen bir akademisyenin Prometheus-vâri bir tavırla Firdevs'i ona duyduğu aşk ateşi sayesinde kendi karanlığından kurtarmaya çalışması hikâyenin omurgasını teşkil eder. Saklıkuyu'nun ve Bimarhane'nin mekânsal olarak de hikâyede önemli bir yeri vardır. Bu mekânın aslında Orhan'la beraber bu binada yaşayan diğer insanları "çağırdığı"na inanılır. Orhan bir yandan Firdevs ile olan münasebetin üzerinde yarattığı psikolojik yıkımdan kurtulmaya çabalarken diğer yandan Saklıkuyu ve Bimarhane'nin geçmişini öğrenir. İçerisinde rüyalar, çeşitli simgeler ve arketiplerin belirgin olarak kullanıldığı Âşıklara Yer Yok romanı analitik psikoloji açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada, eser Carl Gustav Jung'un esaslarını çizdiği arketipsel sembolizm bağlamında ele alınarak incelenecektir.



Keywords

Yeni Türk Edebiyatı, Âşıklara Yer Yok, Tarık Tufan, Jung, analitik psikoloji